30 Haziran 2009 Salı

17 Ağustos 1999-Yaşam


Yaşamadım o günü Allaha şükür.Ama yaşayan biri vardı ailemden.Canımdan çok sevdiğim abim!
Çok zor hatırlıyorum 17 ağustos sabahı nerdeydim napıyodum?? Belkide hatırlamak işime gelmediğinden!!Ben ailemle birlikte memleketimiz Niğdedeydim.Babamla abim dükkanımız dolayısıyla izmitte kalıyordu.Deprem olmadan 3-4 gün önce babam da niğdeye;bizim yanımıza gelmişti.Niğdede günlerimiz tatil havasında geçer çoğunlukla.O sabah yine annemle babamla ablamla güzel bir kahvaltı masasına oturacağımı ümit ederek gözlerimi açtım.Açtım ama evde bir gariplik var;bir panik bir heyecan akrabalarımız eve doluşmuş herkesin elinde bir telefon özellikle teyzem elinde cep telefonuyla birisiyle konuşmaya çalışıyor iyi ama neler oluyor evde.Israrla sorduğumdan olsa gerek annem en sonunda dayanamayarak ağlamaklı bir ifadeyle:Deprem oldu oğlum abine ulaşmaya çalışıyoruz dedi.Babam hatırladığım kadarıyla otobüse atlayıp abimi bulmaya gitti.Biz ise evde kitlenen telefon hatlarına rağmen bir umut bağlayarak abime ulaşma çabalarına devam ediyorduk.Her yiten vakit beni ve ailemdeki herkesi umutsuzluğa sevk ediyordu ve o kötü ihtimali aklımıza getirmemeye çalışırken sonunda teyzem abime ulaştı ve kısa sürede olsa sesini duydu.O an hayatımda en rahatladığım anlardan biriydi.Abim çok şükür hayattaydı.Bu olay üstüne Ankarada yaşayan dayılarımda o gün abimi aramak için izmite gitmiş abimi bizim mahalledeki ilkokulun bahçesinde bulmuşlar.Dayılarımda abimin yanına gidip sağ haberini verdikleri için artık iyice rahatlamıştık.17 ağustos depremi her bölge insanına yaşattığı gibi bizim ailemizede piskolojik ve sosyal bakımdan bir gerileme dönemi yaşattı.Abim yaşıyordu ama canımızdan çok sevdiğimiz babamı depremin verdiği geçinme sıkıntısı ve işlerimizin bozulması sebebiyle yaşadığı stresten dolayı o ismi lazım olmayan hastalıktan dolayı kaybettik.Allah rahmet eylesin çok büyük adamdı benim babam.İçinde fırtınalar koparır ama bize hiçbirşey belli etmezdi.Ve sonunda da o fıtınaya yenik düştü.17 ağustos büyük bir acıydı Belkide 90 ların en büyük acısıydı

Samim Saka-Televizyon


90 ların başında hayatımıza girdi sıdıka.Dizide sıdıkanın abisini Hakan Tanfer canlandırıyordu yani Samim Saka.Tipik bir türk abisini oynadığı için hem bende hem de izleyenlerde müthiş bir imaj yaratmıştı.Sıdıka yı bazen laflarıyla bazen de fiili olarak döverdi.Aynı zamanda müthiş bir ninjaydı.Bu yüzden babası Zekeriya Sakadan çok azar yerdi.Babasının ninjalıkla karın mı doyar lan git kendine düzgün bi iş bul sözlerine karşılık Annesinin:Aaa öyle deme zekeriya işi biraz daha öğrenince kendi ninjacı dükkanını açacak benim oğlum sözleri hala gülmeme sebep olur.Ayrıca bir iş görüşmesinde sadece yes yes no no diye konuştuktan sonra yanındaki iş adamına dönerek:kusura bakmayın sizin yanınızda da ingilizce konuştuk ayıp oldu demeside hatırladikça hala gülmeme sebep olur

Berber İsmail-Televizyon

Yine 90ların başında star tv nin türk dizi tarihine hediye ettiği bir yapımdı kaygısızlar.Bu dizide en sevdiğim karakter berber ismaildi.Prensip olarak saç traşı yapmaz sadece sakal traşı yapardı.Kaygısızlar kabilesine evini açmıştı evinde 40 çocuk olmasına rağmen kendisi kısırdı.Dükkana gelen müşterilerini doğrar kan kaybından hastanelik ederdi. İntihar etmek isteyen bir müşterisinin berber koltuğuna oturup kendisine "traş et beni ismail!" haykırışında bulunması unutulmaz sahnelerden birisiydi

Çelik Saç Bantları :))))))-Müzik


Hayır mı Şer mi bilmem amaııaa ateşteyim beeen ateeşttee :)))).90 lar diyipte çeliği atlamak ne mümkün.Hele o saçına taktığı siyah beyaz çizgili saç bandı.O taktıktan sonra müthiş bir patlama yaratmıştı türkiyede.Takanlar kendilerini yarı rambo yarı çelik zanneder sokaklarda dolaşırlardı.Çelik diyince HERCAİ yi de söylemek lazım tabi.90 lı yılların en güzel şarkısıydı hercai.Sözleri müziği bir efsaneydi o şarkının.Gelmedi üstüne aşk şarkısı
Powered By Blogger

İzleyiciler

ŞU ANDA SAAT